26 Ocak 2010 Salı

KIŞ GECELERİ


Çocukluk yıllarımız. 70'li yılların sonu, 80'li yıllara, yani karatmalı gecelere sıkıyönetimli yıllara az kalmış. Sarıkamış'ta, öğrenci hareketlerinin sıkça olduğu yıllar. Benim hatırladığım , babamın Seyfettin amcamın çocuklarından Kerem abiyi her seferinde başka yolardan köye getirmesiydi. İlçenin puslu havası köye hiç uğramazdı. Hatırımda kalan boyumuzca kar ve soğuk kış geceleriydi. Sabahları annemle babmın atışmalarına uyanırdım. Bu atışmalar daha çok hafta sonları olurdu. Hayvanları beslemeye babam bizimde gitmemizi isterdi. Annem sinirli ama kısık sesiyle "sen gitsen ne olacak" çıkışmasıyla benim tembelliğim daha da zevkli hale gelirdi. Akşam oldumu Hüsamettin macamın yanına giderdik veya O, elinde kitaplarıyla gelirdi. (Battal Gazi v.b) biraz okur, sonra bize okuturdu. Bu görev en çok bana düşerdi. Amcam akşam erken uyur,bu nedenle kendi evindeyse bizi kovarcasına "hadi gidin sabah oldu ben yatacağım" derdi. Bizim en sevdiğimiz an buydu. Onun bu sinirli hali de çok hoşumuza giderdi.
Kış çok çetin geçerdi Yağbasan da. Sabah kalktığında evin kapısı tipinin yığdığı karlarla dolu olurdu. O günlerde her evin girişinde bir kürek bulunur, çıkarken karlar temizlenerek çıkılır. Küreğin eni kadar iz açılır herkes o izden giderdi.
Akşamları teneke sobalar yakılır. Sobaların mutlaka arka tarafında fırını olur. Burada patetesler pişirilir. Çay eşliğinde lavaş arasına konarak yenirdi...
En güzeli bu kış gecelerinin bol misafirli olmasıydı. Şimdiki gibi büyük şehirlerinin kibirleri daha üzerimize bulaşmamıştı. Misafirlik için önceden haber verilmezdi. Akşam karar verilir ve gidilirdi. Gençler aralarında oyunlar oynar, büyüklerde eskilerden sohbet açar ve o gece bitiremezlerdi. Bir ara sesler yükselir, sanırsın kavga var, oysa ya bir isimde anlaşamamışlar yada olayı farklı hatırlamışalar. Biz onlara bakar içimizden gülerdik.
Şimdi orada gene aynı kışmı var? Dostluklarda burdaki gibimi oldu? Akşam olunca duvarlar ve yanlızlık mı kalıyor acaba....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder